Sayfalar

22 Nisan 2007 Pazar

KAPADOKYA

Hani bir laf vardır ya ''Ömür biter yol bitmez'' diye , işte o benim için söylenmiş herhalde . Birkaç gün önce başka bir tura başladım . Üstelik bu sefer bakanlık misafiri tur operatörleriymiş . İzmir'e uçup grubu oradan aldım ,başladık tura.Efes , Meryemana , Pamukkale , Konya derken dün akşam Kapadokya'ya geldik . Çok hoş insanlar . Grupta tam yedi tane papazım var . Dini grup olunca böyle oluyor işte . Bir de devamlı ayin yapacak yer bulmak gerekiyor . Şansıma o konuda şimdiye kadar zorluk çekmedik . Meryemana'da , Konya'da bir kilisede , Kapadokya'da da gözden uzak bir vadide tarihi bir kilisede yaptılar ayinleri . Ben sadece ilkine katıldım , zaten orada benim için de ayrıca dua ettiler , çok hoşuma gitti doğrusu .
Ama bu arada çok büyük bir sorunun da eşiğinden döndük . Önemli grup olduğu için acenta heryerde beş yıldız otel kullanıyor . Kapadokya'da da adını daha önce duymadığım bir otele rezervasyon yapılmış . Şeytan dürttü ya , Pamukkale'den çıkarken sabahın köründe oteli aradım . Otomatik cevap servisinde ''Türkiye'nin ilk içki servisi yapılmayan oteliyiz'' lafını duyunca öyle bir zıpladım ki yerimden , başımı neredeyse arabanın tavanına vuruyordum . Şimdi beni tanıyanlar diyecek , alkolsüz otele bile dayanamıyor bu kız , vah vah...Ama sorun alkol değil ki . Tamam , ispanyol grubunu öyle bir yerde yatırmak abes ama mesele başka . Hepimiz bu yeni kuşak içkisiz aile otellerinin ne menem bir şey olduğunu biliriz . Bir de kalkacaksın , papaz grubunu öyle bir yerde yatıracaksın . Olacak şey değil diye düşünüp acentayı aradım . Aynen tahmin ettiğim gibi onların da bundan haberi yokmuş . Epey bir uğraştıktan sonra burada çok sevdiğim bir otelde yer bulmayı becerdik . Malum 23 Nisan , her yer dolu . Sonuç tatlıya bağlandı ama o bir kaç saat boyunca ne çektiğimi bir ben bilirim . Şimdi herşey yolunda . Grubumun olanlardan haberi yok , keyifli keyifli tura devam ediyoruz .
Bu arada azıcık da şikayet edeyim . Nedir bizim bu Türk turist milletinin hali ?Efes'te efendi efendi rehber milleti olarak gruplarımızı almış , tur yapıyoruz ki bir Türk öğrenci grubu geldi . Bir anda ortalık birbirine girdi . Hepsi ayrı bir yerden yürüyor . Ufak falan da değiller , en az üniversite ama bağrış çağrış bini bir para . Gruplarda bir sürü yaşlı var , bir anda öğrencilerin içinde kaldık ki tura devam mümkün değil . Dayanamadım , sizin öğretmeniniz nerde dedim . Genç bir kız beni tersledi , sana ne , ne karışıyorsun diye . Öğrencilerine biraz sahip olmasını söyleyince de çileden çıktı . Eh , bağrıştık haliyle . Ama diğer rehberler de tepki gösterince hızlı bir şekilde uzaklaştı da rahatladık .
Biz rehberlerin en büyük korkularından biri turda türk gruplarla karşılaşmaktır . Bugün de korktuğumuz şey başımıza geldi . Bölge tamamen dolu , zar zor tur yapmaya çalışırken heryerde bir zorlukla karşılaştık . Kiliselerde sesimizi duyuracağız diye canımız çıktı , malum bizimkiler kendilerinden başkasını takmazlar .
Talebim şu : İlkokuldan başlayarak öğrencilere gezi kültürü ve ahlakı dersi konsun . Belki birşeyler azıcık da olsa düzelir . Ben göremesem de gelecek jenerasyon rehberler rahat eder .
Şimdilik bu kadar . Yarın sabah uçakla İstanbul'a geçip , tura devam edeceğiz .
Uçmaktan korktuğumu daha önce söylemişmiydim ?

Hiç yorum yok: