Sayfalar

25 Aralık 2007 Salı

VIENTIANNE

Biraz tembellik yapip sabah 10'da kalkan yerine 1'de kalkan VIP otobuse yer almistik. VIP falan degil ama once bizim otelden basladigi icin toplamaya, en one oturabildik. Bindigimizde degil ama sonradan farkettim ki, bizim oturdugumuz koltuklar diger hepsinden farkli, gercekten daha luksmus. Ama sonucta otobusteki herkes ayni parayi odemis ve iki kisi disinda herkes falang-yani yabanci. Ustelik de fazla bilet satmislar, Israillilerden biri muavin koltugunda, muavin de plastik bir sandalyede gitmek zorunda kaldi. Ustelik ya her korna caldiginda kapi acildi, ya kapiyi acabilmek icin once kornayi calmak lazim ya da sadece sofor Israilli asagi dusmesin diye uyarmak icin yapti. Bilemiyorum ama zaten cogu yol kapi acik gittik. Klima da sadece ilk onbes dakika, otobuste beklerken calisti zaten, o yuzden iyi de oldu kapi acik gitmek.
Yol yine once daglardan gitti,sehre yaklasmaya basladigimizi da duze inince anladik.Yaklastikca trafik artti,yine heryer motosiklet dolu,motoru olmayanlar da bisikletlerde. En fazla 4-5 yaslarinda bir kiz cocugu bile uc tekerlekli bisikletiyle yalniz basina ana yolda gidiyordu. Gorseniz yureginize iner..
Sehre geldigimizde otobus bizi terminal yerine merkezde birakti, cok da iyi oldu. Burada mutlaka onceden yer ayarlamak gerek, yoksa aynen bizim gibi aramak zorunda kalirsiniz. Eninde sonunda bulunuyor ama o koca cantalarla yer yer dolasip aranmak cok zor. Biz en sonunda bir yer bulup,cantalari attik. Dragon Lodge. Aslinda guzel bir yer ama ben illa nehre daha yakin yer istedigim icin orada gecesi 22 dolara iki gece kalip, Riverside Hotel'e gectik.Burasi daha merkezi, inanilmaz temiz,hergun buzdolabimiza ucretsiz sular konuyor. Temizlik konusunu biraz daha acayim, bir kere calisanlar ayakkabilarini otel kapisinda cikarip giriyor, sadece biz falanglar ayakkabiyla daliyoruz. Bir de temizlikci kizlari koridorlari resmen dis fircasiyla ince ince temizlerken gordum bir gun. Daha ne olsun?
Burada Ersoy'a Vietnam vizesi alabilmek icin erken gelmistik.Pazartesi gunu ilk is konsolosluga gidip,basvurduk. Pasaportu almadilar bile, formu doldur, parayi ode,bekle. Amcalar bizi yine kandirmayi becerdi, 50 dolar aldilar, bu hemen verilen ekspres vize fiyati. Ama uc gun sonra gelmemizi soylediler. Vize konusunda problemli olabildigini bildigimiz icin hic agzimizi acmadik, ne yapalim?
Sehir bir degisik. Bir kere konsolosluklarin, bakanliklarin bulundugu bolge disinda hicbir sekilde bir baskent havasi yok.Bir kac Fransiz, Italyan restorani ve nehir kiyisindaki Mekong Dock disinda oyle hos yerleri yok. Oraya da benim dogumgunumde gittik, guzel yer ama yemeklerin hepsi fena halde yagda kizartma. Yine de Ersoy karideslere bayildi. Ama daha sonraki gunler hep onun hemen yanindaki kulube tarzi restorana ya da nehir kenarindaki derme catma yerlere gittik. Durust olmak lazim, derme catma yerlerde yemek yemedik, sadece aksamustu bira ya da kahve ictik.
Gordugum tek gercek supermarket butun o yabanci yardim kuruluslarinin bulundugu bolgedeydi. Fiyatlar ucuk ama burada epey yabanci yasiyor. Tabii altlarinda kocaman arabalar, kendi klupleri ve hayatlariyla.Vientiane Times adinda ingilizce bir gazete de var, tamamen hukumet kontrolunde, iki kereden fazla okuyamadim. Hep ayni seyler..
Bir gece Hollandali kizlarla yemege Khop Chai Deu restorana gittik, en guzel yerlerinden biri. Porsiyonlar kocaman, izgara kalamar ya da karidesi nefis. Ama aklinizda bulunsun, giderseniz, izgaranizda ketcap istemediginizi mutlaka soyleyin. Galiba buralarda ketcap Avrupalilik alameti, karideslerimi ayiklayana kadar canim cikti, her taraf da ketcaba bulandi. Yine de 35 bin kiplik acik bufe ogle yemegini tavsiye etmem, ne derse desin, Ersoy bile yiyemedi birsey. Zaten sonunda Wi-Fi kafeyi kesfettik, yemekler guzel, ucuz, bir de internet. Epey zaman gecirdik orada.
Konsolosluktan donuste pazarina ugradik, alt kat daha cok hediyelik esya, ustte de giyecek var. Hediyelik t-shirtler sadece 20 bin kip ama bana uygun ic camasiri falan yok. Durum fena, Vietnam'a kadar idare etmek lazim.
Burada altin da cok, bazi seylere icim gitti ama bir kere fiyat sordum,cok para istediler. Bilenler bilir, pazarlik yapmayi beceremem. Vazgectim.
Bir de hemen pazarin yaninda buranin tek alisveris merkezi var, bir gidip bakip, burada da hicbirsey yokmus demek icin gitmek lazim. Yani herhalde dunyanin en minik alisveris merkezlerinden biri, hele de buranin bir baskent oldugunu dusunurseniz.
Bir gun de kizlarla ortak tuk tuk kiralayip (150 bin) Buda Park'a gittik. Guzel bir gezinti oldu ama tuk tukla gitmeden uc kere dusunmek lazim. Yol 1 saat suruyor ve son onbes dakikasi yol yok gibi birsey. Neredeyse midesiz beni bile yol tuttu. Degisik Buda'lar gormek isteyenlere duyurulur.
Ersoy'un vizesi dediklerinden bir gun sonra ancak gelebildi. Allahtan erken basvurmusuz dedik.
Yabanci amcalar durumu mu? Aynen devam. Heryer onlarla dolu....
Ama sonucta Laos'u sevdim. Tekrar gelecegim diye ayrildim zaten. Burasi guleryuzlu, iyi niyetli insanlarla dolu.
Beer Lao, muhtesem. Kocaman siselerde icebildiginiz kadar icin,sadece bir dolar..
Beni okudugunuz icin KOP CAYY LAY LAY....
Cok tesekkur ettim Laoca :))

Hiç yorum yok: