Sayfalar

13 Şubat 2008 Çarşamba

TAMAN NEGARA

Yine merhaba,
Taman Negara'yi anlatacaktim ama Ersoy cok guzel anlatmis, benim yazmama gerek kalmadi. Ama yine de bir-iki sey eklemek istiyorum.
Giden olursa, tur falan almasin. Trekking yollari nehrin karsisinda kaliyor ama nehri gecmek sadece 1 ringgit.Patikalar gayet guzel isaretlenmis, haritalar muhtesem olmasa da is goruyor. Koyde kalacak yer bulmak zor degil, bizim sanssizligimiz tam cin yeni yili zamani gitmek oldu. Ve yer yok deseler de var, yatakhanede kalmak sartiyla. Ustelik ucuz da. Ben aslinda daha fazla almadigimiz icin pisman oldum, orman icinde geceyi gecirebileceginiz ahsap, yuksek kulubeler var. Orada kalmayi cok istedim ama hem zaman kalmadi, hem de malzemem yoktu. Gece cok soguk olabiliyor, ona gore gitmek lazim. Bizimse yanimizda benim bir uzun kollu tisortum ve de incecik pamuklu bir gomlek disinda birsey yoktu.
Kanopi yuruyusunde ve de gece safarisinde cok eglendim. Ersoy demis ya, yabani kediyi bir tek Arzu ve rehber gordu diye..Dogru. Cunku kamyonetin arkasina sigamayinca ve de tabii ki kimse icerde gitmk istemeyince rehber kim yanima gelmek ister diye sordu. Tabii ki yine tek akilli ben ciktim. Yanim dedigi yer, kamyonetin tepesi. Altimizda ince bir minder yerlestik tepeye. Ersoy arkadan bana sesleniyor, iyi tutun diye. O an merak etme tutunurum dedim ama yalan. Cunku oyle tutunacak yer falan yok. Ilk basta biraz zor geldi ama bagdas kurup, dengemi de saglayinca sorun kalmadi. Aslinda hele de o koca cukurlara girip ciktikca daha da cok eglendim. Sonucta hayvan goremedik ama ben kamyonet tepesinde nasil gidilecegini iyice ogrendim...
Zaten kaldigimiz yer daha bir vahsi geldi bize. Burada bir cins bocek var, yilin cogunu toprak altinda gecirip sadece ciftlesme zamani cikiyor, yumurtalarini biraktiktan sonra da oluyor. Biz tam o zamana denk geldik. Hava kararinca hayvanlar nerede isik varsa oraya hucum ediyor. Fena halde kor, biraz da aptallar. Insana zararlari yok ama o kadar kocamanlar, o kadar korlemesine ucuyorlar ki, insanin odunu patlatiyorlar. Hele de sesleri- aslinda ciglik demek lazim. Hollywood'daki uzayli filmlerinin yapimcilari kesin bunlari gormuslerdir. Kendimi bir uzay filminde yavru yaratiklarin arasinda kalmisim gibi hissettim.
Sayelerinde geceleri tuvaleti kullanamadik. Tuvalet disarda, isigi da acik olunca, butun geceyi orada geciriyorlar. Emin olun pantolonununz inik halde, basinizin ustunde yaratiklar ucarken hic bir sey yapamiyorsunuz. Sonunda hepimiz disarda hallettik islerimizi...
Kuala Lumpur'da son gun Ersoy disari cikti, bense aksama kadar film seyredip, aksam ciktim. Hava cok sicak zaten, kipirdanmiyor. Biraz alisveris yapip, donup yemek yedik. Iki gundur Ersoy bana yogurt ve patates kizartmasi getiriyor, benden mutlusu yok dunyada.
Son gecemizde Payzin bizi evine davet etti. Oturup Turk muzigi dinleyerek muhabbet ettik, ickilerimizi ictik. Nasil da guzel geldi ama...
BU ARADA KUALA LUMPUR'A GELECEK OLAN OLURSA LUTFEN BANA HABER VERSIN. PAYZIN'A RAKI GONDERMEK ISTIYORUM, KIZCAGIZ COK OZLEMIS. VALLA.BUTUN MASRAFLAR BENDEN....

Hiç yorum yok: