Sayfalar

16 Haziran 2009 Salı

Nasıl da yazmıyorum o kadar zamandır, nasıl da işkence ediyorum kendime ama..Bu aralar mazohist olmam gerektiğine karar verdim. Oysa ki ben nasıl da severdim yazmayı, paylaşmayı. Tabii en çok da dinlenmeyi. Haliyle blog yazınca istemeyen okumuyor, okuyanlar kendi özgür iradeleriyle benim fikirlerime maruz kalıyorlar.
Geldiğimden beri çok sıkı bir çalışma temposunun içine girdim. Aslında malzeme orada. Benim gibi hem zevki, hem işi gezmek olunca kişinin olmadık durumlarla hemen hergün karşılaşıyorum. O an aklımda tutup aman yazayım unutmadan diyorum ama hemen ertesi gün bambaşka birşey çıkınca uçup gidiyor aklımdan. Telefona ses olarak kaydedeyim dedim ama o da işe yaramadı. Bilmem nasıl olacak bu iş?
Benim son zamanlarda nasıl olduğumu merak edenlere..Hayat süper görünüşte..İş var, aşk var, sağlık var. Evin borcu bitti, bu sene her hafta bir-iki gün İstanbul'da olduğum için iyi bir havuza sezonluk üye bile oldum. Korkmayın, sırtçantalı ruhumu kaybetmedim, gerçekten iyi bir fiyattı ve artık insanın kendini arada şımartması gerektiğini düşünüyorum. Hele de benim kadar yıpratıcı bir işi varsa. Emin olun, tur boyunca kaldığımız o güzel otellerde havuz falan vakit kalmıyor, kalsa bile onu yatıp kitap okuyarak geçirmeyi tercih ediyorum..
Gezmeyi hiçbir şekilde boşlamış değilim. Sorun bir sürü hayalimin olması ve hayatımın hepsine yetip yetmeyeceğini bilememem. Bir gün bakıyorum oturmuş Afrika'da ya da Orta Amerika'dan Amazon'a rota çiziyorum, ertesi gün, hatta birkaç saat sonra ufak bir yelkenli alma planları yapıyorum. Tek başıma okyanus geçme planlarıyla..Neden olmasın? İlk uzun gezimi yaptığımda da herkes deli demişti, sağ döneceğimdense kaç kişi emindi bilemiyorum. O zaman da, sonra da kaç kez dediğim gibi, herşey hayal kurmakla başlıyor.
Bu arada sağolsunlar kitaplar da beni dürtükleyip duruyor..Küçüklüğümden beri zaten sıkı bir okuyucuyum ama son zamanlarda sayın sigara düşmanı profesörümüz dışında her çıkan gezi kitabını alıp okumaya başlamışım. Bazıları çok güzel, bazılarıysa felaket saçmalamış. Yine de insana ilham veriyorlar. Yine de kimse kusura bakmasın ama ben bir haftada Nepal, bir ayda Güney Amerika hikayelerine inanmıyorum. Gitmek yerine oturup okusalar oralar hakkında daha fazla şey öğrenirler. Gitmeye birşey demiyorum ama kitap yazma cüretini gösterenlere de acayip kızıyorum..Yalan yanlış ne duyup, rehber kitaptan ne okuduysan yaz: al sana kitap. Emeğiyle yazanlara ayıp ediyorlar..Ama son zamanlarda yanımda gezdirip, gülerek, ağlayarak okuduğum kitaplar da var. İçten, hesapsız, ünlü gezgin olma sevdasıyla yazılmamış..Çok güzeller..Yazacağım sayfaya, tek tek, iyi ya da kötü..
Şimdi biraz tekne fiyatlarına bakacağım. Belki tekne alabilirsem bu kış bir yere gidemem..Vermesi çok ama çok zor bir karar!!

Hiç yorum yok: