Yıllar sonra geriye döndüm..
O kadar zamanda hiç mi gezmedim, hiç
mi önemli birşeyler olmadı? Tabii ki oldu, tabii ki gezdim..Ama
yazmaya ne vaktim, ne de keyfim oldu..İşin doğrusu şu anda bir
haftaya yakındır çektiğim diş ağrısı beni iyice yazmaya itti
çünkü dişim ağrıdıkça sebebi geliyor aklıma..Gezmek..Daha
doğrusu gezerken bir aya yakın Amazon'da doğru düzgün
beslenememek hiç çürüğü olmayan dişimin fena halde
sallanmasına ve apse yapmasına sebep oldu.
Yani sıtmaydı, sarı hummaydı,
dengue ateşiydi derken böyle şeyler atlanabiliyor bazen..Ve bunun
aşısı da yok:))))
Turlarımı yazmak hiç alışkanlığım
değil, buraları daha önce gittiğimde de yazmamıştım. Ama
evdeki onlarca deftere, nota bakınca ufak ufak başlayayım dedim.
Sonuçta o kelimeler o sayfalarda kaldıkça kimseye bir faydaları
olmayacak..
Hazır hafızamda taptazeyken Kenya ve
Tanzanya ile başlayalım...
1.Gün İstanbul- Nairobi
Herşeyden önce artık Kenya ile
aramızda saat farkı yok. Bizde artık yaz saati uygulaması
olmayınca saat farkı ortadan kalktı. Thy'nin direkt uçuşuyla
yaklaşık 6 saat 40 dakikada Nairobi'ye varılıyor. Bu uçuşun tek
handikapı varışın sabah saat 3 sularında olması..Havaalanında
inşaat devam ediyor. Bizim için kapıda vize uygulaması olduğu
için vize formlarını doldurmak ve elli doları hazır etmek
gerekiyor. Yanınızdaki dolarların 2004 sonrası olması çok
önemli, eski paraları sahte banknot riskinden dolayı hiçbir yerde
kabul etmiyorlar. Tabii bir de tükenmez kalem şart, orada bulmak
imkansız..Vize ve pasaport işlemleri aynı gişede yapılıyor..Fazla
beklemiyoruz ama bazı görevliler biz tez canlı Türkler için
gerçekten pek yavaş. Afrika standartlarına göre ise bu tempo
şimşek hızında bile sayılabilir..
Hemen karşı duvardaki yazı dikkatimi
çekti: “Do not linger”, yani “Oyalanmayın” diyor. Artık
bizim için mi, yoksa oyalanmayı çok seven Afrikalılar için mi
yazılmış bilemedim..Orada yıllar önce yine Afrika'nın ufak bir
kasabasının marketinde gördüğüm yazı geldi aklıma : “Do not
rush me, I am a local”..
Birkaç adımda bagaj alım alanına
geldik. Burada bile bagaj arabaları ücretsiz..Yine bizim
havaalanlarındaki bagaj arabası vurgunu geldi aklıma. 5 lira ya da
1 euro..Üstelik teslim yerleri havaalanının iki ucundan başka
yerde yok!
Burada para bozdurmak mümkün. Hemen
her yerde dolar kabul ediyorlar ama yine de az bir miktar Kenya
şilingi taşımak mantıklı. Eğer Nairobi'de kalacaksanız şehirde
de döviz büroları var ama bizim gibi direkt Maasai Mara'ya
gidecekler için başka yer yok.
(Bu arada milli parkın adı Masai
değil, Maasai:))
Tabii ki sabahın bu saatinde döviz
bürosu dışındaki her yer kapalı. Kenya'da telefon hattı alayım
diye düşünüyorsanız, Nairobi'yi beklemek zorundasınız..Kenya,
dünyada nüfusa göre en çok internet kullanan sayısına sahip
ülkelerden biri, o yüzden hatlar oldukça ucuz..Açık yer görsem
ben de grubuma söyleyecektim ama herkes erkenden uyumuş burada..
Havaalanından çıkar çıkmaz birkeç
adım ötede araçlarımız bizi bekliyor. Hafif bir yağmur var ama
o kadar saat uçaktan sonra bana pek güzel geldi. Hemen beş dakika
ilerdeki Sheraton otele geldik. Buradan sabah 7:30 gibi araçlarımız
bizi alacak ve Maasai Mara'ya doüru yola çıkacağız. O saate
kadar kahvaltı ve dinlenme molamız var..
Şimdilik bu kadar..Ağrı kesici fena
halde uykumu getiriyor, oysa daha yazacak o kadar çok şey var ki..
Yarınki diş randevumdan sonra devam
ederim artık:))
3 yorum:
Merhaba arzu. çok güzel bir blogun var. neden devam etmiyorsun yazmaya?
Çok teşekkürler önce..
O kadar çok şey oluyor ki hayatta, yazabilmek için yaşamak kadar zaman lazım..
Ama onca zamandan sonra baktığımda göre, artık yazma zamanı da gelmiş..
Tekrar teşekkürler..
merhaba arzu. senden haber almak çok güzel. tekrar hoş geldin yuvana. umarım tekrar yazarsın. yazmanı dört gözle bekliyor olacağım. blog olmasa da en azından bir merhaba dersen çok sevinirim :)
Yorum Gönder