Sayfalar

25 Kasım 2006 Cumartesi

PUNO'DAN TITICACA'YA

Iki gundur yazmadim diye merak edenler olmus , sakin etmeyin . Buralarda ne ne zaman ne olacagi belli , ne de benim ne zaman ne yapacagim...Uzmeyin kendinizi boyle seylerle de , yasamaya bakin millet .
Evet , simdi su merak konusu olan iki gunum..Daha once yazmistim saniyorum , Titicaca'daki adalara gittim . Dun sabah 8 gibi Puno'dan yola ciktik . Daha once bu teknelerin cok eski oldugu , 1960'larin Amerikan arabalarinin motorlariyla calistiklarini duymustum ama,bugun olanlar "Vay be gercekten eski bunlar" dedirtti . Neyse onu sonra anlatacagim . Bir de buraya geleceklerin haberi olsun , yalniz gitmekle , acentayla gitmek arasinda hemen hemen hic fiyat farki yok . 2 gunluk turu 3 ogun yemek,konaklama ve rehber dahil 60 soles'e satiyorlar , pazarlikla 50'ye iniyorlar . Yalniz gidince 30 soles tekne gidis-donus (2 gun icin) , 15 soles yemek dahil konaklama , akillarina eserse Uros icin 1 , diger adalar icin 2'ser soles giris parasi . Tabii acenta tekneleri daha bakimli , hatta 8-10 metrelik bir teknenin icinde otobus koltuklari bile gordum . Hic eglenceli degil . Ben tabii ki zipladim,"Ben kendim yaparim" diye . Hava aslinda pek hos degildi ama ben ve diger 10 kader yoldasim ust guverteye yerlestik . Hani guverte dediysem , yanlis anlamayin , hepimiz ayni anda sigamiyorduk bile . Canima minnet , ben yere , can yeleklerinin ustune serdim kendimi . Puno'dan cikinca Uros adalari 45 dk.kadar suruyor . Tabii , motora da bagli , bizimkinin daha hizli gidebilecegini hic sanmiyorum . Herkes belgesellerde gormustur , hani su sazdan yapilma , yuzen adalar . Gercekten ilginc , adalar battikca uste yani saz tabakasi ekliyorlar . Sonucta insan kendini siltenin ustunde yuruyormus gibi hissediyor . Ziplamak da cok keyifli ama yasli basli Amerikalilar bize ters ters bakinca vazgecmek zorunda kaldik . Arka taraflari gezerken yine yapalim dedik ama suya fazla yakin oldugumuzu tam zamaninda farkettik , yoksa hos bir Titicaca banyosu olacakti . Toplam ada sayisi 40 kadar , ve gercekten yuzuyorlar . Oyle ki , zamaninda carpisan adalar bile olmus . Adalarda hala yasayanlar var . Ama teknelerin gittigi adalar-kimsenin hayallerini yikmak istemem ama-tamamen turistik . Cogunda yasayan bile yok , gunduz orada olanlarin bir kismi Puno'da yasiyor va sadece calismak icin geliyor . Yasayan nufusun cogunlugu da en buyuk adalardan birinde insa edilmis kendi saz , catisi aluminyum barakalarda yasiyor . Yine de cok degisik ve eglenceli bir yer .
Uros adalarindan Amantani 3 saat (Bu teknelerle).Yolda gunesten cok iyi korunmak lazim . Ben sapka ve gunes kremi kullanmama ragmen hala kipkirmiziyim . Bu adalardan hicbirinde otel , vs. yok . Kalmak istiyorsan-ki baska turlusu mumkun degil- bir ailenin yaninda kalacaksin . Zaten gelince kaptan onu ayarliyor , hangi aileye kac kisi gidecek diye . Polonya-Italyan karisimi bir ciftle ben ayni eve dustuk . Adam Venedik'te gondolcuymus , hani ihtiyaci olan olursa :)).Tirmana tirmana eve geldik . Cok basit , ufacik tarlasi ve cicekleriyle bir koy evi . 2 katli ama sadece ust kat kullaniliyor . Bir oda ev sahiplerinin , biri bizim...Oda cok basit ama onlarin odasina bir goz attigimda bizimkinin resmen luks kaldigini gordum . Odanin tek kusuru icerdeki garip kokuydu , ne oldigini bulamadik ama insanlara da agzimizi acmadik . O kadar iyi niyetliler ki ...Ogleden sonra herkes bir tarafa gitti , cogunluk da tepelerdeki tapinak kalintisina . Ben koyde dolasmayi tercih ettim . Zaten goren herkes merhaba , iyi gunler , birsey diyor . Sen de gulumseyerek karsilik verince hemen muhabbet basliyor . Genelde ilk soru "Nerelisin?" . Turkiye deyince cogunluk bir an donup kaliyor , dusunmeye daliyorlar . "Kuzey Peru'da , degilmi?" diyen bile oldu . Cocuklar bu konuda daha merakli . Onlar hemen soruyor , anlatiyorum , eh cok zor onlar icin , okulda yarin ogretmeninize sorun diyorum . Ama genel espri su "Dunyanin obur tarafinda . Simdi buradan tunel kazarsak , oradan cikariz " Ne yapayim , artik diyecek birsey bulamiyorum . Sonucta insanlarla olmayi , tapinak kalintilarina tercih ettim adada . Beyler , bu arada az da olsa futbol oynayabildigimi kesfettim , cocuklar epey guldu ama bence iyiydim . Bundan sonra maclarda ben de varim , ne de olsa Guney Amerika transferi sayilirim!
Adada sokak lambalari var . Onlari gorunce gece jeneratorlerle aydinlatiliyor herhalde dedik . Yok oyle bir sey , onlar sadece sus . Birkac ev disinda hicbiryerde elektrik yok . Ben meydandan eve yolumu kolay buldum ama ev sahibi cocuk epey endiselenmis benim icin . Uzuldum , onu korkuttugum icin . Ama burasi o kadar rahat ve guzel ki .
Aksam yemegini mum isiginda odamizda yedik . Burada gelen turistler icin her gece bir eglence var , aslinda yerlilerin kendi fiestalari , peña deniyor . Biz de herhalde meydan civarindadir diye gittik ama in cin top oynuyor . Kosede oturan iki koyluyu farkettim , onlara sordum . Bizim evin oradaki buyuk beyaz binayi tarif ettiler.Ne yapalim ,donduk . Ariyoruz , ariyoruz yok . Hani bina var da kimse yok . Dedik okul binasi herhalde , limana dogru inersek yol ustunde , vurduk daga bayira . Yok,yok . En sonunda karanliktan bir ses geldi "Ne oldu?"diye . Yasli bir teyze tarlasinin kenarinda oturuyormus . O saatte , o karanlikta orada ne isi vardi hicbir fikrim yok . Ama bize yolu gostermeyi teklif etti ve hangi peña'ya gitmek istedigimizi sordu . Biz bilmez ki..Megerse mahallesine gore turistler o mahallenin peñasina gidiyormus . Maximo'larda kaliyoruz deyince aldi bizi , bizim evin 100 metre ilerisinde bir yere goturdu . Neyse , yemekten sonra iyi antreman oldu dedik .
Bu gecelerde yabancilara yerel giysiler giydiriyorlar , koylu kadinlar da gelip onlara once dans ogretiyor , sonra da hep birlikte dans ediliyor . Nedense erkekler buna katilmiyor . Eglence ufak bir salonda gaz lambasi isiginda , uc muzisyenle yapiliyor . Bir tarafta da bira,vs.. satiyorlar . Hersey son derece basit , turistik oldugu son derece bariz ama yine de cok cok eglenceli . Bu insanlara hayran olmamak elde degil . Yasadiklari kosullar kimliklerini bozamamis , en azindan burada ve en azindan simdilik cogunun.
Eglence bitince eve donduk ama koku pek fena . Gozumuze aksam yemegiyle birlikte cay icin gelen koka ve kekik yapraklari ilisti , kekikten daha iyisimi olur?Bir de degisik bir cins , hafif nane kokusu var . Onlari yakinca misler gibi uyuduk . Gece firtina cikti , hersey uctu ve ben o havada tuvalete gitmek zorunda kaldim . Tamam , 20 metre ama gece 3'te,karanlikta , hele bir de firtinada zor oluyor .
Sabah erkenden evsahibimizin oglu geldi , bizimle hep o ilgileniyor , zaten anne-baba hic ispanyolca bilmiyor . Bizimkinin de soyle; Oglen yemegi :almuerzo , aksam yemegi : almuerzo , kahvalti : almuerzo . Bilmeyenler icin , almuerzo sadece oglen yemegi demek , digerleri icin tamamen farkli kelimeler var . Iste bu kadar biliyor , ama nasil guleryuzlu ve kibar . Kahvaltiyi bu sabah mutfakta yapacagiz . Ayri bir oda , tamamen toprak , hersey ateste pisiyor . Anne ocagin basinda , ufakligi yaninda , onlara bakarken gozume ocagin altinda bir kipirti ilisti . Iki tane kedi yavrusu , meger orasi sicak oldugu icin onlarin yeriymis . Kahvalti icin kizarmis yumurta , kizarmis patates ve pilav bir kasede geldi , yaninda da kekik ve koka cayi tabii . Tam cayi icerken gozume bu sefer ocagin sag tarafinda bir hareket ilisti , Guinea pigs , yani laboratuar fareleri . Kafeste falan degiller , orada yasiyorlar . Bir gun yemek olacaklarini dusunmemeye calistim.
Saat 8 gibi Taquile adasina dogru yola ciktik , yol bir saat ama sonrasi kotu . Koye ulasmak icin tam 543 basamak cikmak gerekiyor , hepsi o da degil , arada basamak olmayan , tirmanilan yerler de var . Nerden biliyorsun diye sormayin kac basamak oldugunu , valla inerken tek tek saydim . Bu yukseklikte o kadar yeri tirmanmak cok zor ama inat etim cikacagim diye ve 40 dakikada falan ciktim . Bugune kadar rekorun 22 dakika oldugunu dusunurseniz , benim icin hic fena degil . Koy hos ama cikarkenki manzara daha hostu . El dokumalariyla unlu , yaklasik 1500 kisilik bir koy . Bakimli evler , bahceler . Turizmin onlara neler getireceginin farkindalar , belli . Ama ya diger yuzu? Gorduklerini hic sanmiyorum , sadece daha rahat bir hayat istiyorlar hakli olarak .
Oglende Puno'ya dogru yola ciktik , yine 3 saat yolumuz var . Yola cikali bir saat olmustu ki , bir sorun oldugunu farkettik . Tekne su aliyor . Hem de oyle boyle degil , motora gelmek uzere devamli bosaltmalarina ragmen . Haydi bakalim dedik , golun tam ortasindayiz , en yakin tekne ufukta gozukuyor ve telsizimiz de yok . Ben yine can yeleklerinin tepesindeyim , 1000 dolardan asagi satma , zaten hepimiz bir suya dalmak istiyorduk , soguk iyidir diye dalga geciyoruz ama icimizde gercekten korkan da oldu . Benim pek umrumda degil , macerasiz yolculuk olmaz zaten . Sonunda ufak ufak Puno'ya geldik .
Yoruldum artik , kusura bakmayin . Yarin sabah Copacabana'ya gidiyorum . Gezgin'cigim , valla kosturmuyorum , ben biraz boyleyimdir , yakinda yavaslarim . Zaten donusum de buradan oldugu icin bu kadar rahatim . Bu arada linklere Ozlem'i ekliyorum , o da buralarda gezinmekte . Karsilasamasak ta yol dostum benim .
Herkesi cok cok optum...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

wah wah..kacti Arequipa..........

Adsız dedi ki...

la paz dan sonra sucre ve potosi yi ihmal etme bari. zaten la paz da bi numara yok. witchmarket i kacirma burada yeterli. sucre ye mutlaka gitmelisin.

Adsız dedi ki...

Canımcım,
O adalarda seni kaparlar diye çok korkmuştum...(Adadakiler artık güvende!!!) Allahtan bitane ablamı bi beğenen olmamış. Futbolculuk işi kolay merak etme. En kötü Galatasaray da oynarsın:)Hele o basamaklarda idmanlar falan; kondisyon da süper yani...
Öptüm güzelim, Arda.