Sayfalar

20 Ocak 2008 Pazar

YINE BANGKOK'A

Burada da her yol Bangkok'a cikiyor. Guneye gidebilmek icin yine oradan gecmek zorundayiz. Buraya en yakin sinir kapisi Poipet-Aranyapet. Siem Reap'tan sinira otobus,acenta otobusu ve taksi disinda secenek yok. Kim soylemisti, hatirlayamiyorum, sinira kadar olan yol yapildi, duzgun diye. Galiba bana o otobusu satmaya calisan acentaciydi. Allahtan yutmamisim yalanini. Zaten otobus 6, taksi 3 saat suruyor sinira. Bir acentanin onunde taksiyi paylasacak adam arandigini duyunca girdik, adambasi 10 dolar istiyorlar. Bir kisi daha varmis, dorduncu olmazsa adambasi 3'er dolar daha verecegiz. Bu arada acenta otobusleri 10-12 dolar arasi fiyat veriyor. Bana taksiyle gitmek daha iyi geldi (Yine allahtan diyorum).
Sabah 7'ye dogru indigimizde taksi bizi bekliyordu. Ama bizden baska kimse yok. Sehirden cikmaya baslayinca sofore sordum, sadece ikimizin oldugunu soyledi. Tamam, kaziklandik diye dusunurken, sadece 3'er dolari verecegimizi ogrenince rahatladim. Cunku bu arabalar buradan sinira hayatta 30-40 dolardan asagi gitmiyor. Ya obur kisi son anda iptal etti, ya da zaten ucuncu yoktu ve nasilsa sinirdan buraya birilerini bulur diye aza gitmeyi kabul etti.
Neyse ne, sonucta yolu gorseniz cok daha fazlasini odemeyi kabul edersiniz. Cunku yol...yok. Sozumona insaat devam ediyor, o daha da beter etmis. Sadece bir-iki yerde calisma devam ediyor, onlardan birinde de iki isci almis eline bir metreyi, sozumona yol olcuyor. Bu is bin yilda bile bitmez.
Sanirim LP'deki komplo teorisyeni bu sefer hakli, bir ucak sirketinin yolun yapiminin agirdan alinmasi icin yuklu para odedigini okumustum. Millet Bangkok- Siem Reap arasini ucakla gitsin diye. Hakki olabilir, takside bile insan ziplamaktan bir hal oluyor, otobusleri, hele de yaslica, bes yildiz gruplarini dusunemiyorum bile.
Yol boyunca, yolun olmamasindan baska iki minicik sorun var. Birincisi arabanin direksiyonu sagda, sollama yaparken afiften urkutuyor insani, ikincisi de bizim soforun telefonunu elinden birakmamasi. Hele en sonunda bir yerde, artik arabayi saga cekip, durdurup yarim saat konusmasi. Biz mimiklerinden sevgilisiyle kavgali olup, barismaya calistigi sonucunu cikardik. Genc adam, umarim barismistir.
10 gibi sinira geldik, Kambocya'dan cikip, Tayland'a yuruyerek gectik. Zatem mesafe 100-150 metre ve insan dolu. Arada da 3-4 tane bes yildiz otel ve tabii casinolari. Iki ulkede de sozumona kumar yasak ya, adamlar cozumu casinolari tampon bolgeye kurmakta bulmus.
Siniri gecer gecmez bir genc gelip, 12'de Bangkok'a 300 bahta otobus kalkacak diyor, ama daha saat 10:30. Biz 80 bahta terminale gidip, 215'er bahta 11'de kalkan otobuse bindik, orada beklemekten iyidir. Yol Bangkok'a 5 saat ama otobusler Monchit terminaline geliyor, epey uzak Khao San'a. Orada da hemen taksiciler gelip yapisiyor, 300 baht diye. Ama terminalin icinde bir taksi duragi var, her farkli bolge icin farkli bir sira ve taksimetresini acan taksiciler bolgeye gore gelip yolculari oradan aliyor. Butun yazilar Tayca ama gorevlilere soyleyince yardim edip dogru siraya aliyorlar sizi.
Tabii trafik korkunc, yol bir saatten biraz fazla surdu ve 160 baht tuttu. Yani terminaldeki taksicinin yari fiyati.
Bangkok'ta yer bulma durumu gecen seferkinden cok daha fenaydi. Hicbir yerde oda yok. Ersoy gecen sefer kaldigimiz Sawadee Smile Inn'de garip, ucgen bir oda buldu da, yatacak yerimiz var.
Bu sefer burada sadece bir gece kalip guneye gitmeye karar verdik. Bu kadar dolandiktan sonra plaj fikri muhtesem geliyor.
Guneye inmek icin iki yol var, tren ya da otobus. Ama acenta otobuslerinde super hirsizliklar oluyormus. Bagaj bolumune binen hirsizlar, sen yukarda rahat rahat giderken, cantanda ise yarar ne varsa goturuyormus.
Zaten bosuna degil, Khao San tarafinda onunde “We buy everything” yazan saticilar var. Eski ayakkabilardan, deniz gozluklerine, cantalara hersey var adamlarda. Sattiklari mallarin ne kadar alinti, ne kadari calinti, cok merak ettim dogrusu.
Biletleri bir gun once almamiza ragmen yataklida yer yok, mecburen 2.sinif pulmandan yer aldik. Tren istasyonunda bir acentadan da yavas tekne biletlerimizi. Once Koh Tao'ya gidecegimiz icin Surat Thani'ye kadar gitmeye gerek yok, Chumpon'dan gitmek en mantiklisi. Oradan da ya yavas tekne (3 saat) ya da hizli katamaran (1,5 saat) secenekleri var.
Bu sefer yine benim akilliligim, yavasla gidelim dedik. Tren rahat, havlumsu bir battaniye bile veriyorlar. Zaten gece 11 gibi cikip, sabah 5'te gelince, yol boyu uyunuyor rahat rahat.
Bizim biletlere istasyondan limana otobus de dahil. Bir suru insan, herkes ayni tekneye gidiyor, hatta yer kalmayinca uc kiz yerlere yayiliyor, yolda uyumus da olsak hala saat cok erken, herkesin uykusu var. Benim icim rahat, teknede uyurum diye dusunuyorum salak salak. Yok ya, adamlar alt salonun klimasini oyle bir acmislar ki, birakin uyumayi, salonda duramiyoruz bile. Salondan cikanlarin gozlukleri bugulaniyor. Calisanlar da ya anlamiyor, ya da anlamak istemiyorlar. Yanimdaki herseye sarinmama ragmen ben de beceremedim uyumayi. Sonunda ust guvertede cantami yastik yapip, tahtalarin ustunde, yerde uyudum. Sansa bu teknede o yasli Amerikalilar, Koreli, Japon gruplar yok. Backpacker backpacker gidiyoruz. Oyle olunca da yerde uyumak garip gelmiyor kimseye.
Bu arada koca bir sirt cantasini Bangkok'da bir turizm acentasi olan Atilla Bey'e biraktik, Ersoy'a ufak bir canta aldik. Artik kalin giysilere falan ihtiyacimiz yok buradan sonra. Nasil da rahatlatti bizi, en azindan bundan sonra 15 kilo daha az gezecegiz.

Hiç yorum yok: