Sayfalar

10 Şubat 2008 Pazar

KUALA LUMPUR VE TURBAN HIKAYELERI

Bu sene cok tembelim, degil mi? Malezya'ya geleli tam bir hafta oldu bugun. Gecen gun konusuyorduk da, nedense hep pazar gunune denk geldi bir yerlerden ayrilmamiz ya da bir yerlere varmamiz. Bugun yina pazar ve Taman Negara'dan yeni donduk tekrar Kuala Lumpur'a.
Burasi ilk bakista gokdelenleri, kocaman caddeleriyle insana Istanbul'un on kati bir yere gelmis hissi veriyor. Ama haritayi alip yurumeye baslayinca, mesafelerin ne kadar kisa oldugunu gorunce, hele de nufusun sadece iki milyon oldugunu ogrenince havasi sonuveriyor. Sehir anladigim kadariyla enine degil, boyuna buyuyor durmadan.
Bugun gazetede vardi, gecen sene tam yirmi milyon turist gelmis buraya. Cogu da anladigim kadariyla alisveris icin. KL'de heryer dev gibi alisveris merkezleriyle dolu. Gunduz disarda dolanirken kimseyi gormezken, bir alisveris merkezine girince herkesin oralarda oldugunu goruyorsunuz. Yerin alti bir sehir haline gelmis, hatta biz ilk gunlerde bir alisveris merkezinin icinde supermarket ararken, daha sonra da cikarken bir guzel kaybolduk. Tam labirent. Ben pek alisveris merkezi insani degilimdir, ama arada bazi seyler icin Cevahir'e gittigim olur. Buradaki cogu merkez cok farkli. Adi mall ama daha cok yeralti Mahmutpasasi'ni andiriyor. Yeni acilanlar ise daha buyuk, ferah ve tabii ki pahali. Oralarda hepsi gercek markalar, taklit mal yok cunku.
Biz buradayken bir daha yeni yili kutladik. Bu sefer Cin Yeni Yili'ni. Boylece de fare yilina da girmis olduk. O yuzden heryer pek hareketli. Zaten burada bir bayram kutlanmadigi zaman cok az, musluman, cin, hindu, budist derken bayramlar neredeyse butun yil suruyor.
Herkesin malumu, burasi resmen musluman bir ulke, hatta uc eyaleti de seriatla yurutuluyor. Her eyaletin bir krali var, beser yil sureyle, donusumlu olarak ulkeyi yonetiyorlar. Ama sokakta her tur insan var. Acik giyimli Cinliler, basi bagli Malaylar...Tek gormedigim carsafli kadinlar oldu. Pardon, iki tane gordum, Suudi turistler iste. Giyim, vs... konsunda bir kisitlama yok. Ama bazi yerlerde icki satilmiyor. Buyuk supermarketler de de aksam 9'dan sonra bira disinda satmiyorlar. Biz ilk bir supermarkete gittigimizde bir sise whisky ya da rom alayim dedim. Meger saat dokuz olmus. Vermediler ama ortalik cok kalabalikti. Kasiyer cocuk gizlice "Yarim saat sonra gel, burasi bosalir, ne istersen alirsin" dedi. Daha sonra da Taman Negara'da iki luks otelden baska yerde bira bulamayacagimizi ogrendigimizde acentaci hanim bana "Sen ne istiyorsan soyle, ben sana yarin sehirden getireyim" dedi. Ve de getirdi..Ersoy'la ben aksam yemeginden sonra restoranda ortalikta hic saklamadan biralarimizi icerken tek aldigimiz tepki, garsonlarin bize bakip kikirdamalari oldu. Tabii Malay ailelerin onaylamayan bakislarini saymazsak..
Alkolik olmus degiliz, sadece burada biz normal, rakisini seven Turklerin nelerle karsilasabilecegini anlatmak istiyorum. Icki diger ulkelerle karsilastirildiginda pahali ve heryerde yok, ona gore gelin....
Buraya geli gelmez Vietnam'da tanistigimiz Payzin (Kendisi Ankarali'dir) bizi yemege davet etti. Yeni acilmis, Pavillion Mall'da Bosphorus Turk restorani. Sahibi tabii ki Turk. Yemekler de once pahali gelse de gercek Turk yemegi bulunca, yer de bu kadar hos, kaliteli oluncma onemi kalmiyor. Aylardir ilk defa tam anlamiyla agiz tadiyla yemek yedik burada. Sagolsun, Payzi bizi hic yalniz birakmadi isi el verdigince buralarda.
Dedim ya burada fare yilini kutladik diye, ben kendime yine bir parti buldum. 6'si aksami Ersoy'un dogumgununu kutlamak icin Trade Hotel'in 32. katindaki Sky Bar'a gittik. Tam ikiz kulelerin karsisinda, kaliteli, cok guzel bir mekan. Dondugumuzde epey gec olmustu ama ben biraz bahcede oturmak istedim. Baktim, herkes ayakta, karsidaki Cinli ailenin cocuklari bile yatmamis. Bir de bir yerlerden muzik sesi geliyor, bir gidip bakayim dedim. Bizim alt sokagi kapatmislar, heryerde masalar, bir sahnede karaoke yapanlar, yiyip icenler. Parti var, dururmuyum? Girdim ama hic yabanci yok, bakinirken bir masada uc-bes yabanci gordum, gidip "Sizinle oturabilirmiyim?" dedim, aninda ayaklandilar, oturttular beni masaya. Bira isteyip istemedigimi sorunca isterim dedim ama ben de almaya onlarla gittim. Malum, odeyeyim de ayip olmasin hesabi. Aldim birayi, basindaki adama sordum, ne kadar diye. Birsey dedi, anlamadim, para uzattim, almadi. Meger bedavaymis. O aksam orada baklava kadar tatli kizarmis etler, Ersoy'un kokusuna bile dayanamadigi kurutulmus kalamarlar, ve en sonunda gercek kuzu tandir bile yedim. Isin kisasi, onume ne konduysa...Ictik, muhabbet ettik, bir ara kendimi oranin yerel travestisiyle bira tartisirken bie buldum. Cok ama cok eglendim. Ersoy geri geldigimde saatin 4:30 oldugunu iddia ediyor. Hic bir fikrim yok..
Bu arada neden herseyin bedava olduguna gelince..Bizim kaldigimiz yer de dahil olmak uzere bu mahalle alisveris merkezlerinin, gokdelenlerin arasinda bir vaha gibi. Binalarin cogu koloni doneminden ve yasayanlarin cogu da Cinli. Ozellikle de partinin yapildigi sokagin iki tarafindaki bloklar tamamen Cinli ve koruyuculari da 80 kusur yasinda bir amca. Amca diyorum, bu bilgileri yegeniyle muhabbet ederken ogrendim. Meger bu blokta yasayanlar yaklasik on yildir her sene boyle bir parti organize edip, kendileri finanse ediyormus. Bu sene "koruyuculari" yani yerel mafya babasi masraflarin cogunu karsilamis.
Daha ne diyeyim, hayatimda ilk defa bana bir Cinli gibi davranilmasi hosuma gitti. O kadar kalabalik icinde biz birkac yabanciyi el ustunde tuttular, ardniyetsiz eglendiler.
Yine de biz orada eglenirken sokagin basindan bakip,iceri gelmeye cesaret edemeyen yabancilara acimadim degil.
Dedigim gibi, coookkk eglendim. Darisi gelecek seneye, bakalim gittigim yerde bir Cin mahallesi bulabilecekmiyim?
Cok gec oldu, aslinda Taman Negara'yi da yazacaktim ama yarina kalsin. Yarin burada son gunumuz, Borneo'ya gitmeye karar verdik te.........
Az kaldi gibi, ah memleketim benim..
NOT: Memleketimde turban yasallasmis.Daha dogrusu basortusu..Nasil?
Malezya modeli deyip duruyorlar, buradaki ac insanlari hesaba katmiyorlar anlasilan. Hem beni burada kolumun on santimi gozukuyor diye fotograf cekmek icin camiye almayip, bir suru turisti alan kafayi mi ornek alacagiz? Ustelik ozellikle Turk oldugum icin. "Turkiye, Kemal Ataturk, hiiiih" diyebilen, bunu demek icin beyni nasil yikanmis adamlarin ulkesini mi?
YOK YA!!!!
Ben Malezya'yi gordum, biraksinlar oldugumuz gibi kalalim..

Hiç yorum yok: