Kaş'a aslında iki hafta önce gittim, hatta döneli de bir haftaya yakın oluyor. Gidişimin 19 Mayıs tatiliyle alakası yoktu ama tam da o günlere denk geldi. Özlem, Tamer, ben o cumartesi günü ancak öğleden sonra yola çıkabildik. Yol gerçekten de pek fazla durmamamıza rağmen 14 saat sürdü. Sabahın çok çok erken saatlerinde yarı uyur halde Kaş'a vardık. Nasıl uyumayalım? İki şöför için bile zor yol. Zaten sorun yolun uzunluğu değil, İstanbul-Afyon arası trafik sıkışıklığı. Aynen öyle. Anlaşılan duble yol falan değil, gerçekten otoban lazım bize. Ben zavallı zaten bu bayram zamanları trafiğine epeydir çıkmamıştım, ders oldu fena halde.
Kaş nasıl? Herzamanki gibi, çok güzel. Yıllar önce ilk defa tek başıma tatile geldiğim, inanılmaz kafa dinleme mekanı. Elbette her tarafta inşaatlar son hız devam ama en azından merkez sakin. Koca koca binaları dağlara, hatta tepelerin arkalarına diktikleri için görece rahat. Fiyatlar da bana pek abartılı gelmedi. Anı Otel'de kaldım. Yerlerimizi orada dalış hocalığı yapan arkadaşlarımız ayarladı, zaten bayram yüzünden her yer doluymuş. Ben Anı'yı pek sevdim, tertemiz odalar, denize bakan güzel bir teras, güleryüzlü insanlar...Üstelik kahvaltı dahil 25 lira. Lonely Planet yerlerinden kaçmaya çalışmama rağmen bu sefer tutturmuşlar, zaten kitapta olduğunu da ancak ikinci gün farkettim.
Kaş aynı. Meydandaki Noel Baba çay bahçesi, Çınar Pide, Mavi Bar..hiç değişmemişler. Ama dalışa ancak bir gün gidebildim, onda da 40 metrede havam bittiği için biraz fazla hızlı çıkınca işler karıştı, o gün bir daha dalamadım. Bu hava bitmesi olayı çok uzun hikaye, suç hem hatalı malzemede, hem de bende. Ama bu sayede bir nefes hava için insanın litrelerce su yutmaya bile dayandığını gördüm. Ve de en kısa zamanda kendi regülatörümü almam gerektiğini. Ama çok gariptir ki hiç korkmadım, nedense sağ salim çıkacağım konusunda bir an bile endişelenmedim. Galiba o gün ölmemeye fena kararlıymışım. Dive master bile o durumda bu kadar sakin kalmama inanamadı. Yaptım ölmedim listesine bir madde daha...Yine de bir daha o durumda kalmak istemem..Dalmak? Tabii ki devam...
İstanbul'a planladığımdan 2-3 gün erken geldim, nedense evimi çok özledim bu sefer. Balkonumu, çiçeklerimi, kitaplarımı.
Onları da daha sonra anlatırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder