Sayfalar

6 Mayıs 2009 Çarşamba

YOK YAAAAAA!!!

Günler geldi geçiyor, döneli neredeyse bir ayı geçti ve ben ancak tekrar yazabiliyorum. Kafamı meşgul eden o kadar çok şey var ki..Bir de döndükten sonra toparlarım derken bir de buranın meseleleri eklendi üstlerine.
Bugüne kadar zaten gittiğim yerlerle ilgili yazıları bitirmeyi asla başaramadım. Herzaman en az iki sene geriden geldim. Yolculuk ayrıntılarını toparlamak kolay ama asıl zor olan yaşantılar. O yüzden bu aralar sadece gazete haberleri için ayrı bir sayfa bile açmayı düşünüyorum.
Uzun süre bir yerlerde kaldıktan sonra memlekete dönmek bana herzaman ilginç gelir. O kadar gidip dönmeye artık ilginçliklerin bitmesi gerekirmiş gibi geliyor insana ama bitmiyor. Aksine bana artıyormuş gibi geliyor. Bu sene de kendi kendimi haklı çıkardığım dönüşlerden biri oldu. Uykuyu abartmışım, daha uçak kalkmadan daldığım uyku inişe tam 22 dakika kala uyanmamla bitti. Biner binmez yediğim bir sandviç ve inmeden hemen önce bana acıyıp verdikleri bir kek dışında ağzıma lokma atmadan epey bir zaman geçirdim. Ama doğruya doğru, kimsenin değil, benim suçum. O süper sert yataklardan sonra THY koltukları bana kuştüyü şilte gibi gelince öyle bir uyumuşum ki..
Aslında geldikten sonra en az iki haftamı kendi ülkemde tam bir yabancı gibi geçirdim. O yüzden bana pek keyifli geldi. Ama bence hala en güzeli eve ilk girişim. Ayakkabı dolabını açıp, oradaki beyaz Reebok ayakkabılara bakıp, iç geçirip, sonra benim olduklarını anlamak, gerçek ve dolu bir buzdolabım olduğunu anlayıp, ona sarılmak oldu. İlk haftalarım salak salak etrafa bakınıp herşeyin gerçek olduğunu anlamaya çalışmakla geçti. Sonra memleketin temizliğine hayranlıkla bir hafta daha geçirdim. O ara yere düşen herşeyi temizlemeden yiyeceğimi, hatta dünyanın en temiz yerlerinin bizde olduğunu iddia ediyordum. Valla, hala bu fikrim pek değişmiş değil. Ama böylece buralara ne kadar aşık olduğumu bir kez daha farkettim.
Geldikten çok kısa süre sonra çalışmaya başladım. İşte orada fena halde afallamaktan korktum. Ama herşey tam tersi gitti. Korktum ya, öyle olmalı zaten. Hayatımdaki en iyi, en keyifli birkaç turdan birilerini yaptım. Allahtan böyle düşünen sadece ben değilim. Ben ne kadar kusur bulsam da gruplarım söylüyor bunları.
Bu arada bir de fena halde aklıma takılan birşey var: Benim web sayfası, www.gezgine.com. Herkes gidiyor bir yerlere ve blogunu, kitabını yazıp dönüyor. Ama allahaşkına nedense fiyatları tutmuyor. Bu aralar salaklık ettiğimi düşünmeye başladım. Bir ben miyim yazan bunları? Üstelik insanlar kopyalayıp kitaplarına basarken ben geziyorumları.com’a sayfamın adresini verdiğim için azar bile işittim. Neymiş,reklam yokmuş, herşeyi sayfaya yazacakmışım.. Telif hakkı sorunu galiba. Oraya yazılan herşey onlara ait oluyor. Kardeşim benim sayfamda reklam bile yok..... Şeytan diyor, yazma, yardım da etme..Ben kimseden yardım almadım sonuçta. Varuna’cılar da geziyor. Ama para kazanmak için değil. Adamlar dünyayı kaç kere gezdi, ortada ne kitap ne para kazanma hırsı var..
Bir de üstüne, birilerinin para kazanması lazımsa ilk önce ben olurum. Profesyonel turist rehberi olarak...Ve ben hala insanlar çıksın, gezsin diye uğraşıyorum..
Ayıp derim, o kadar..
Bu insanlar hakkında yorumlarım yakında sayfamda...

Hiç yorum yok: