Çok ama çok geç kaldım şu ismi değiştirmekte..Bu kadar uzun isim kullanmamın tek sebebi klasik tembelliğim oldu galiba. Sona ekle gitsin. Ama öyle de olunca bütün Avrupa'ya haksızlık oldu aslında. Sanki hiç gitmemişim gibi..
Hem böylece gezgine.com'u daha ciddiye alıp, hızlandırırım işleri diye umuyorum. Az kaldı, yakında yeni haliyle yayında olacak..
Bu aralar bir forumda ufak bir tartışmanın içine düştüm. Düştüm demek yanlış aslında, kendim atladım içine. Çünkü bu, benim de en rahatsız olduğum konulardan biri.
Biri kalktı bir postaya cevap yazarken turlarla gezenlerin gezgin sayılamayacağından, bir diğeri de yalnız gezenlerin çektiği sefilliklerden bahsetti. Tam da en olmaması gereken tartışma işte..
Kimin nasıl gezeceğine, kimin gezgin sayılacağına karar vermeye kim cesaret edebilir? Benin en son yazdığım cevap da şöyle oldu:
"
Off ya, bırakın artık gezmek/ tatil işlerini..Kim kendinde böyle bir hak görebilir ki, ayıracak?
Siz keyfinize, gezmenize bakın millet..
Onu da kulübüne on ülke gezmeyeni almayan, o on ülkeyi de turlarla yaptırmaya çalışan papyonlu amca düşünsün)
Vize koleksiyoncusu derim kendisine..
Bu arada yalnız gezenlerin yaşadığı sefillikler hakkında bir kitap yazabilirim sanırım..Amazon'da açlıktan yirmi kilo vermekten başlayarak yazarım da yazarım..(Fikrimi çalan olursa çok kızarım..)
Turla gezenlerin çektikleri içinse hemen başka bir tane yazarım..O da sanırım değişen uçak saatleri yüzünden havaalanlarında geçirilen saatlerle , söz verilen otellerde kalınmamasıyla başlar..
Gezmek nasıl olursa zordur, herşeyden önce sabır ister.."
Diye başlıyor cevabım..
Ve burada da devam etmek istiyorum..
Bence:
Kimsenin kimsenin yaşam ya da gezme tarzını yargılamaya hakkı yoktur. Seçimleri kendimiz yapar, onlarla yaşarız. Bazıları için yaşam tarzı olan bir şey başka birinin hobisi, bir diğerinin ise aklına son gelecek şey olabilir. Bütçene uyan iyi, güzel bir tur bulmuşsun, niye gitmeyecekmişsin? Saçmalığın dikalası işte..
Böyle giderse yakında bir "Gezginler Federasyonu" kurulup, bir bakanlığa bağlanıp, ondan sonra da gezilen ülkelere göre üyelere derece falan verilmeye başlanacak..
Karşıyım hepsine..Papyonlu amcanın on ülke gezilmeden girilemeyen kulübüne, sırf turla gidiyorlar diye başkalarını aşağılayan burnu büyük sırt çantalılara, sırf sırt çantasıyla gidiyorlar diye yalnız gezenlere "bitli turist" muamelesi yapılmasına karşıyım.
Gezmenin özünde vardır özgürlük.. Bunu bir kalıba sokmaya çalışan herkese fena halde karşıyım..
Başımı ağrıtmayın böyle işlerle benim..
Ben kış için plan yapmaya çalışıyorum..Aklımda çok yer var ama bakalım hangisi olabilecek.
Geçen hafta bir-iki gün boyunca Vietnam'dan aldığım çok sevgili yeşim kolyemi kaybettim sandım. Geçen ay on günlüğüne Kapadokya'da kaldığım için Esra'ya sorayım dedim, acaba onun evde mi düşürdüm diye. "Yok" dedi, "Ama madem kaybettin, niye Myanmar'a gitmiyorsun? Orada yeşim ucuz, hem gezmiş olursun" dedi..Tamam, bir kolye için o kadar yol gitmek saçma ama bahane olsun işte.Ve de bu fikir fena halde yattı aklıma. Hemen bilet aramaya başladım, kasım ayı civarına. O arada kolyeyi de buldum ama niyet edildi bir kere, gidilecek...
İşte böyle karar veriyorum nereye ne zaman gideceğime..
Bu arada yeni yola çıkanlar var..
Yalnız bırakmamak lazım garip ellerde gezenleri..
İsmail ve Özcan bir yıllık bir dünya turuna başlıyorlar:
http://www.baskaturlubirsey.com
İyi yolculuklar çocuklar....
1 yorum:
selam. ben de ağustos sonu myanmarda olmayı planlıyorum. size yadımcı olabileceğim konu olursa sevinirim açıkçası.
Yorum Gönder