Hani en son bir gidip bakacagim su Leticia nasil bir yermis dedim ya , iyicene baktim . Zaten ufacik bir yer , gezecek fazla bir yer yok . Brezilya cikis damgasi icin Tabatinga`ya gitmek lazim . Merkezden cikip Tabatinga`ya varmak yuruyerek yarim saat . Iki sehir birbirinin icine oyle bir gecmis ki ana caddede sinir yazisi olmasa farki anlamak mumkun degil . Iki tarafta da iki para birimi de geciyor . Reais verip ustune peso almak ya da tam tersi cok normal . Zaten sinir dedigimde de oyle gecis falan zannetmeyin . Bir anit , bir tarafta Kolombiya , oburunde Brezilya yaziyor . Kolombiya tarafinda yolun kenarinda da bir semsiyenin altinda , rahatsiz bir sandalyede oturan ve isinden nefret ettigi her halinden belli olan bir gumruk gorevlisi . Nasil etmesin ? Yapacak hicbirseyi yok ki zavallimin..
Dun gunu oda arkadasim Brezilyali Manolo ile bana tekne bileti ve spagetti arayarak gecirdik . Tekne bileti tamam da spagetti ne demeyin . Gunlerdir acim , artik canimin istedigi birsey yemek istedim . Ama Italyan amcanin yeri kapali , sehrin tek bes yildizli oteline bile gittik , var ama benim butce malum . Sonunda bileti bulduguma o kadar sevindim ki acligi falan unuttum . Yani dunu yine tamamen ac gecirdim yine . Olsun , biletim var ya..
Aksam yine yuruyerek , otelin yanindaki cafede muzik dinleyerek gecti . Muzik ama oyle alalade degil . Cafe sahibinin cok genis bir LP kolekdiyonu var , hepsi klasik Kolombiya muzigi . Adam teknolojiyi reddediyor , plaklarindan vazgecmiyor . Bir de ilk defa sekersiz , gercek kahveyi haftalardan beri ilk defa burada icebildim . Bayildim.
Dun aksam uyumamaya niyetlendim . Sabah 4'te limanda olmam gerekiyordu . Ama otelimizin sahibesi "Git uyu , ben seni kaldiririm" deyince dayanamadim . Ama ondan once Manolo firladi , gece iki bucukta gec kaldin diyerek hem de . Tekrar uyudum , yine Rosa'dan once o kaldirdi . Ustune ustluk o saatte hic usenmeyip limana kadar cantami tasidi , tekne gelene kadar da bekledi . Biraz catlak bir cocuk , evangelist ve tam bir fanatik . En sonunda aksam otururken ben bile patladim "Tanri hep orada ama benim burada cok az zamanim var , birak dini de etrafi seyredelim "diye . Gercekten dogru . Yani portekizce teoloji tartismak o an en son istedigim seydi .
Simdi bu motor hikayesi de ne ? Leticia'da cok az araba var . Herkes motor tepesinde , coluk , cocuk , bebekler...Taksilerin cogunlugu bile motor , birini durdurup surucunun arkasina atliyorsunuz . Tabatinga da ayni ama aradaki en buyuk fark , Leticia'da herkes in plakasi varken ve kask takarken , Tabatinga'da kimsenin umrunda degil . Motor kiralamak da cok ucuz , saati 3 lira kadar . Nereden mi biliyorum ? Soyleyemem , babam da okuyabilir :)
Sonunda sabah 4'te Silili gazeteci bir amcayla beni Santa Rosa'ya ( Peru) goturecek tekneye bindik . Kaptan elimize pili bitmek uzere olan bir fener tutusturup , teknenin onune bakmamizi , hani agac falan gorursek uyarmamizi soyledi . Eyvahlar olsun dedim , hic isik yok ve adam son gaz gidiyor . Bir kac kere son anda farkettik te teknenin devrilmesi pahasina kurtardi yine . Sabah sabah oyle bir adrenalin aldim ki , uyku falan kalmadi . Devrilsek ya da birseye carpsak ne olur diye dusunmekten kendimi alamadim . Bu sularin gorundugu kadar sakin ve tehlikesiz olmadigini cok cok iyi biliyorum . Akinti bir yana , buralarda hala piranhalar ve timsahlar disinda insana saldiran hayvan cinsleri var . O yuzden suya girilebilen yerler belli , kimse de fazla kiyidan uzaklasmiyor .
Santa Rosa ufacik bir yer , elektrik bile yok . Pasaportumla ilgili ilk sorunu da burada yasadim . Memur kizlar benimki gibi pasaportu daha once hic gormemisler , Peru icin vizeye ihtiyacim olmadigina bir turlu ikna edemedim . En sonunda damgaya OF-resmi damgasi vurup gonderdiler . Yani kac gun kalacagim hakkinda birsey yok , Lima'ya bildireceklermis . Eger kacak gectiysem basim cikista belaya girecekmis . Dur bakalim , kimin basi belaya girecek ben Lima'ya varinca diye gecti icimden ama agzimi acmadim . Ama sinir burasi , en azindan bir listeniz olsun . Valla bunlara da alistim artik , artik kizmiyorum , bir sigara daha icmeye vaktim oldu diye seviniyorum bile .
Bu sefer bindigim tekne lancha rapido dedikleri hizli tekne , 15 yolcu alan bir hiz motoru . Obur teknelerin 3 gunde aldigi yolu duraklarla 10 saatte aliyor ve yemek bile var . Kahvalti sandvic ve meyve suyu , oglen de pilav , patates kizartmasi , yumurta izgara et ve mesrubat . Anlayacaginiz pek hos . Benim tek derdim koltuklarin fazla sert olmasiydi . Gunlerdir teknelerde , o sicakta bunalan popocugum sert ve sallanan yerlerden hic hoslanmiyor .
Olsun , Iquitos'daki hostelde yumusacik ve cok rahat bir yatagim var . Haftalardir ilk defa gercek bir yatak..( Leticia'daki beton platform ustunde 10 santimlik bir silteydi) Artik serile serile yatarim .
Yarin camasir gunum , bir de bakacagim buralarda cok hos ciftlikler var , oralara gitmek istiyorum . Bugday falan degil , anakonda , kelebek , cayman ciftlikleri . Turlar da var ama ...Bu konuda daha sonra yazacagim .
Cuma gunu buradan ayrilmayi planliyorum . Nasil ,neyle ,vs vs...gibi detaylar hakkinda hicbir fikrim yok . Ama burada karnaval basladi , persembe aksami gosteriyi gormeden gidemem.
Yarin gorusuruz artik...
SEVGILILER GUNUNUZ KUTLU OLSUN !!!!
2 yorum:
Arzu Hanım,
Ben burada oturduğum yerde okurken kalbim çarpıyor, siz nasıl da böyle sakin sakin anlatıyor sunuz?
Bravvo valla, size çok imreniyorum!
lapaz-lima ucusu yapmıstık.turun son gunu ve tur esnasında bır yolcu pasaportunu kaybetmıstı ve 50 yerden kagıt almıstı. lıma ya vardık ve kadını ulkeye sokmadılar. son geceyı havaalanında gecırdıkten sonra hollanda ya uctuk. allah tan turun son gunuydu. peru anlasılan en cıns ulke bu konularda..
erol savda
Yorum Gönder