Sayfalar

25 Ocak 2010 Pazartesi

STORMS RIVER

Burada aslında yine sadece bir gece kalmaya karar verdik. Hemen yakınımızda Titsikamma Ulusal Parkı var ama bu ülkede her ulusal parka gideceğim derseniz, en az bir kaç ay kalmak lazım. Kaldığımız yer hemen parkın dibinde olduğu için biz de bir gece kalıp, ertesi gün yakınlarda bir yürüyüş yapıp, yola devam etmeye karar verdik.
Hazır Ersoy alışmışken burada da dormda kalalım dedik. Ama öbüründen sonra hiç de iç açıcı değildi doğrusu. Akşam yemekten sonra Ersoy erken yattı, ben de bahçede biraz yazı yazayım dedim ama gürültüden mümkün değil. Burası tam bir party hosteli ve kimsenin uyumaya niyeti yok. O kadar gürültüde ben de fazla yazamadım, bari biraz ateşin başında oturup biramı içeyim dedim ama yanıma oturan yirmilik Alman hatun muhabbetin beşinci dakikasında elini dizime atıp, ben lezbiyenim deyince, ondan bir on dakika sonra da korkunç bir sesle şarkı söylemeye başlayıp, bana şarkıcı olacağını anlatınca kaçtım odaya.
Ben hemen uyumuşum, sabaha kadar deliksiz hem de. Ama Ersoy sabaha kadar sarhoşlar ve horlamalardan gözünü kırpmamış. Sabah kalktığımızda hiç de mutlu görünmüyordu!
Kahvaltıdan sonra biraz bacaklarımı açmak istedim, köyün merkezi çok yakın zaten. Hani markete de uğrarım diyordum ama alacak birşey bulamadım. Köy ufacık, merkez de üç- dört dükkan zaten. Ama arada yürüyüşpatikalarından birinin yolunu buldum. Hostele dönüp Ersoy'u aldım, birlikte yürüyüş yoluna geldik. Burada bazı rotalarda giriş ücreti ödemek gerekmiyor, hatta girişteki deftere gerekli bilgileri yazıp, kendi iznini kendin alıyorsun.
Yol çok kısa ve çok iyi işaretlenmiş. Bir süre bir yoldan ilerledikten sonra orman patikasına giriliyor. Buralarda yılan, leopar, vs..varmış ama yakınlarda kaldıklarını sanmıyorum. Onlar bizden, bizim onlardan korktuğumuzdan daha çok korkuyorlar. Patika dar ve ormana girdikten sonra nem, ısı birden artıyor. Tam ortalarda bir yerde dev eğrelti ağaçları var. Kendilerine ot diyemiyorum artık, o kadar büyükler ki. Büyük ihtimalle milyonarca yıl önce de böyleydiler. Bilmeyene: Eğrelti otları neredeyse fosil bitki sayılabilir, milyonlarca yıldır hemen hemen hiç değişmemiş ender bitkilerdendir.Kaynak: Arzu Larousse...
Hoş bir yürüyüş olmasına rağmen yol boyu iki dev kırkayak ve birkaç kuştan başka birşey görmedim.
Köyün kafesinde birer tost yiyip, hostele dönüp, sıkılmaya devam ettik.
Bu bekleme işi çok can sıkıcı doğrusu. Benim için daha kolay, okuyacak bir sürü kitap buluyorum ama Ersoy için zor oluyor..
Buradan Jefferson's Bay'e gidiyoruz..

Hiç yorum yok: