Sipadan birkac yil once korumaya alindigindan beri adada konaklama yasak. O yuzden oraya en yakin konaklama yeri Mabau adasi. Yine de kalacak cok az yer var. Pahali bir-iki resort, bizim kaldigimiz Uncle Chang'in(Chang Amca) yeri ve baska bir acentaya ait olan eski petrol arama platformu. Biz oraya geceligi butun yemekler, gun boyu cay,kahve,sandvic ve icme suyu dahil adam basi 50'ser ringit verdik. Odalar cok basit, icerde bir yatak, bir masa ve ayna ve bir vantilatorden baska birsey yok. Bir de banyo var ama anlasilan insaati daha bitmemis, kullanmak mumkun degil. Butun odalar ayni durumda, duslar, tuvaletler ortak, sicak su yok hatta herkes ayni anda dalistan dondugunde dus sayisi yetmediginden, kovalardan dokunerek yikandim bir-iki kere. Yine de keyfimiz pek yerinde. Butun tesis tahtadan ve suyun ustune yapilmis, arada canin isterse atla suya yuz. Hatta biraz ilerimizde deniz bir anda derinlesiyor, yuzlerce metre oluyor. Al maskeni, git balik seyret.
Dedigim gibi ada ufacik, bir tane restorani var. Voleybol sahasi hemen onunde, cami de ilersinde. 5 ringite San Miguel birasi satiyor. Aslinda bu bira Filipinler'den ama oraya o kadar yakiniz ki, ilk geldigimizde bize Filipinler'e hosgeldiniz demislerdi. Adalilar kendilerini daha cok orali sayiyor. Sigara da aynen, Malezya marlborosu 8.20, Filipinler marlborosu 3 ringit.Filipinler mali olani tavsiye ederim.
Yemekler hakkinda yorum yok, adada birkac ufak bakkalda taze sut bile bulunmuyor, o yuzden bazen ne bulduysam yedim, bazen de ac kaldim. Ve yine umurumda degil, gece dibimize kadar gelen dev kaplumbagalari gorunce, aclik falan kalmiyor.
Bir de buranin en sevdigim yanlarindan biri de calisanlari oldu. Nasil guleryuzlu, nasil iyiniyetliler. Burada calisiren eglendikleri de hemen belli oluyor. Gunun hangi saati olursa olsun , isi olmayan minderlerde uyuyor, gitar ya da bateri caliyor, sarki soyluyor. Bateri ayri bir olay zaten. Eski tencere kapaklari, bidonlardan yapilmis, acayip calisiyor ve sesi de cok hos. Ersoy fotograflarini cekti, mutlaka bir bakin.
Bateriyi bir de yeni birileri gelirken ya da adadan ayrilirken soyledikleri sarkida mutlaka kullaniyorlar.Tabii bir de arada verilen partilerde de mutlaka canli muzik var. Sarki cok eglenceli, Ersoy sozlerini ve akorlarini aldi, isteyen dinler artik.
Simdi isin ozune doneyim, adaya gelir gelmez odamizi aldik, esyalari birakip, Sipadan'a dalisa gittik. Mabul'dan Sipadan havaya gore yarim saat kadar suruyor. Orada her dalistan sonra adaya donerek uc dalis yaptik. Ne diyeyim? Dunyanin en guzel dalis yerleri derken cok haklilar. Gorulen baliklar, mercanlar muthis. Anlatmam mumkun degil. Ama benim en cok hosuma giden seylerden biri de oradaki dalislarin hemen hepsinin duvar ya da resif dalisi olmasi. Bir yerde derinlik 2.5 metreyken, duvari gormek harika. Hele de derinligin orada 600 metre olmasi. Tabii, 600 metreye inilmiyor, benim maksimum derinligim 24 metre oldu ama yetti. Dokunarak gecen kaplumbagalar, kendi havasinda gezinen kopekbaliklari, binbir cesit mercan baligi...Duvarin yaninda durup yuzeye baktigimda kendimi kaya tirmanisindaymisim da, etrafimi kelebekler sarmis gibi hissettim. Asagisi? Hic sormayin, derin, cok derin ve cok karanlik. Yukseklik korkusu olanlar burada hayatta dalamaz, hatta snorkel bile yapamaz. Cunku snorkel yaparken de bircok sey cok net goruluyor, dalinca goruldugu kadar yakin olmasa da.
Burada yuzmeden olmemek lazim.
Adayi bu kadar korumalari bu yuzden iste. Bir zaman once butun otelleri yikip, ozel bolge ilan etmisler. Zaten birakin konaklamayi, ozel izin olmadan sahildeki iskeleden sadece 50 metre kadar ayrilabiliyorsunuz. O da sadece tuvalete gitmek icin.
Gunde de sadece 100 kisiye izin veriyorlar, dalmak icin, snorkel icin ya da sadece sahilde oturmak icin, farketmez. O yuzden her dalis merkezinin bir kotasi var. Kurallar cok acik ve sert, izin yoksa dalis yok.
Cok zor ayrildik oralardan..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder